Allah kelimesinin kökeni

Within spread beside the ouch sulky and this wonderfully and  as the well and where supply much hyena so tolerantly recast hawk darn woodpecker

Allah kelimesinin kökeni

Allah kelimesi özel bir isimdir. (Meryem, 65)  Allah’ın  (cc) eşi benzeri yoktur (İhlas, 4) ve her türlü eksik sıfatlardan (Neml, 8; Haşr, 23; İsra, 1; Yasin, 83) uzaktır. Bu isimle çağrılan bir başka varlık olmamıştır, olmayacaktır da. İlâh, rab, Tanrı, God, Dieu gibi ibadet edilen anlamında her dilde farklı kelimeler kullanılmaktadır ama tüm bu isimler cins isimdirler. Bunların çoğulu da vardır; ilâhın çoğulu “âlihe”, rabbın çoğulu “erbâb” tanrının çoğulu “tanrılar”, gibi. Ama Allah kelimesinin çoğulu yoktur yani “Allahlar” kelimesi asla kullanılmamıştır ve kullanılmayacaktır! Dünyada ilahlar, tanrılar çoktur ama özel isim olan Allah tektir! İlah- tanrı cins isimdir, Allah ise özel isimdir. Allah kelimesini kökeni Arapça’dır ve Allah kelimesi tek bir anlamı ifade eder. (İbn-i Kayyim, es-Savâiku’l-mürsele, s. 749) 

Ay kültü iddiası

İddianın özeti: “Allah yani el- İlah, Ay tanrısının adıdır. İslam inancının kökeni Ay kültüne dayanmaktadır.” Şeklindedir.

Sin tanrısının Allah ile bağlantısını kuracak herhangi bir kanıt sunamayan ateist kesim ve onların bu konudaki öncüsü olan Amerikalı Carleton S. Coon (Southern Arabia adlı eseri ile) sadece, geçmişte Ay dini olduğu bilgisi üzerine inşa ettiği teorisinde, İslam’ın da sembolünün hilal olmasından hareketle aralarında bir bağlantı kurmaya çalışmış ve aslında Allah’ın (el-İlah’ın) Sin olduğunu, hiçbir kaynak sunamadan, sadece hayali varsayımlarla ileri sürmüştür. Halbuki, Hz Muhammed devrinde “Sin” diye bir ay Tanrı’sının olduğuna veya “Sin”in “Allah” yerine kullanıldığına dair hiçbir arkeolojik kanıt mevcut değildir.

“Gece, gündüz, güneş ve ay O’nun ayetlerindendir. Siz güneşe de, ‘aya da secde etmeyin.’ Allah’a secde edin ki bunları kendisi yaratmıştır.” (Fussilat, 37); “Hz İbrahim Ay’ı doğarken gördü: “Rabb’im budur” dedi. O da batınca: “Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum” dedi. Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah’a ortak koşanlardan değilim” (Enam, 77,79); “Andolsun ki, onlara: “Gökleri ve yeri yaratıp, güneş ve ayı emri altında tutan kimdir?” diye sorsan elbette şüphesiz “Allah” derler. O halde nasıl haktan çevriliyorlar?” (Ankebut, 61) şeklindeki ayetler, Arapların Allah’ı ay Tanrısı olarak kabul etmediklerini, aksine ay’ı da, güneşi de yöneteni Allah olarak tanıdıklarını bildirmekte ve İslam’ın Ay dahil hiçbir gök cismine tapılmamasını emrettiğini bizlere göstermekte, ispat etmektedir.

Kuran’da birçok ayette Ay’ın Allah’ın sadece bir yaratığı olduğundan, emir altında olmasından bahsedilmesi gerçeği üzerine ateistler; “Allah dedikleri ay Tanrı’sı fikrini çürütmek için Muhammed ay’ı yardığını söyledi.” şeklinde hiçbir dayanağa, yazılı kaynağa dayanmayan iddialarda bulunurlar. Bulunurlar ama Kuran’ın önce ay Tanrı’sının ismini kullanıp sonra da bu ay Tanrı’sı inancını neden ortadan kaldırmaya çalıştığını da (!) bir türlü açıklayamazlar. Ayrıca, putperestlik inançlarını yıkmaya ve izlerini dahi silmeye çalışan biri neden Tanrı’ya bir putun ismini versin? (Bilim ve yaratılış ağacı, s. 203) Oryantalist iddiaları ele aldıp irdelediğimiz yazılarda bu çarpık ve çelişki dolu bakış açısının örneklerini bu çalışmanın devamında daha çok göreceğiz! Kur’an’ın bu defa İncil’den ve Tevrat’tan alıntılarla oluştuğunu iddia edecek olan oryantalistlerin, İsa’yı tanrı kabul etmeyen, teslisi reddeden, çarmıhı onaylamayan bir dinin nasıl İncil’den alıntılarla oluşturulduğunu veya ırkçılığı ve bir ırka has tanrı inancını reddeden aynı dinin nasıl oluyor da Tevrat kaynaklı olduğunu iddia edebildiklerine hayretle şahit olacaksınız!

Ay tanrısı iddiasına gelecek olursak, arkeolojik araştırmalar Ay tanrısının isminin “Sin” olduğu göstermektedir. Allah kelimesinin ay tanrısı olduğu iddiasını destekleyecek hiçbir bilimsel kanıtta yoktur. Ateistler, camilerin kubbesinde ay sembolünün bulunmasından hareketle Ay kültü iddialarını ispatlamaya çalışırlar. Halbuki ay sembolü Peygamberimizin döneminde kullanılan bir sembol değildi. Hatta ne ilk halifeler döneminde ne de Emeviler döneminde kullanılmıştır. Bu sembol ilk defa Araplar tarafından değil, Türkler tarafından kullanılmış ve Alparslan 1064’te Ani’yi fethedince camiye çevrilen katedralin kubbesinde bulunan büyük haç indirilip yerine büyük bir hilal koymuştur. (Urfalı Mateos Vekayi-nâmesi ve Papaz Grigor’un Zeyli, s. 121) Ve bundan sonra bu uygulama İslam toplumunda gelenek haline gelmiştir.

Müslümanların ay takvimi kullanmasının da Ay kültüyle alakası yoktur. Çünkü İslam geldiğinde ay takvimi zaten kullanılmakta idi ve İslam, yıllık ibadetlerde güneş takvimini günlük ibadetlerde ise ay takvimini kullanmış, ne sadece ay takvimini kullanmış ve ne de sadece güneş takvimini kullanarak ay tanrısı ile olan bağı (!) gizlemeye çalışmıştır.

İlk insan Hz Adem’den itibaren Allah ismi zaten bilinmekte idi. (Tirmizî, Tefsir, Muavvizateyn, 3365) İslam Hz Muhammed ile başlayan dinin adı değildir, İslam Hz Adem’den itibaren gelen dinin adıdır. (Konu detaylı olarak ‘İslam tüm dinlerin özüdür’ başlıklı yazıda altında ele alınmıştır.) Dolayısıyla ilk insandan itibaren sadece İslam’ın mesajı insanlara vahyedilmiş, zamanla bozulan esasları hatırlatmak amacı ile devamlı her topluma peygamber (Nahl, 36; İbrahim, 4) gönderilmiştir. Doğal olarak Araplar arasında İslam öncesi dönemlerde de Allah kelimesi biliniyordu. Bunun en büyük göstergelerinden biri de peygamberimizin babasının adının “Abdullah” (Allah’ın kulu) olmasıdır. Putlara tapan müşrikler putlar için “Biz bunlara, bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” (Zümer, 3) diyorlardı. Ama Allah (cc) buna razı olmadığı için, Hz Muhammed’i Mekke’li müşriklere peygamber olarak göndermiş ve şirkin görünür yüzü olan putları ortadan kaldırtmış, inanç olarak da tevhid inancını yerine ikame etmiştir.

Allah kelimesi, ‘El-İlah’tan gelir. “El” takısı İngilizcedeki “the” gibidir. Allah (El- İlah) “The God” anlamına gelir. Yani Allah; El- İlah belli bir ilahtır.  Bu kelime sadece Arap dilinde yoktur. Arapçanın mensubu olduğu Sami dillerinde de bu kelime vardır. Örneğin İbranice’de “Elohim” (Tanrı) kelimesi bu kökten gelir. Ayrıca yine aynı dil ailesinden gelen ve Hz. İsa’nın ana dili olan Aramicede de aynı kelime vardır. Hem de Arapçadaki “İlah” kelimesiyle aynı kelimedir. Okunuşu da aynıdır. (DİB İslam Ansiklopedisi, II/471; Bülent Tatlıcan, Kur’an’da çelişki yoktur, s. 46) 

Sanal alemde, “Asur kralı II. Sargon ay ışığını toplamak için elleri gökyüzüne açıp toplanan ışığı yüze sürer” diye bir kabartma ortostat üzerinden paylaşım yapar ateistler. Hem ay kültü ve hem de dua ritüelinden hareketle İslam’a saldırmaktır amaçları! Ama Louvre Müzesi, Dur Sharukkin Sarayı, 4 nolu oda envanteri no: 19896 nolu taş kabartma (ortostat) için müze şu açıklamayı yapmaktadır: “Medlere mensup birisi, vergi mükellefi, iki eli havada tasvir edilmiştir.” Müze sahiplerinde olmayan bilgiye ateistlerimiz engin hayal gücü ve islam alerjileri ile ulaşabilmektedirler…  

.

.

Allah-kelimesinin-kokeni-1-2 

6 Comments