Agnostiklere cevaplar

Bazı düşünürler ne Tanrı inancını ne de inançsızlığı kabul etmişlerdir. Kendilerini inanmakla inanmamak arasında, orta bir yerde gören ve agnostik (bilinemezci) olarak tanımlayan bu kişiler, Tanrı’nın varlığı hakkında da olumlu ya da olumsuz bir hüküm vermekten kaçınmışlardır. Agnostiklere göre Tanrı’nın varlığı meselesi insan aklının ötesinde bir konudur. Agnostikler Tanrı inancı karşısında tarafsız kalmayı tercih etmişlerdir. Ancak bu kişilere yanlış da olsa genellikle ateist denmiştir. Meselâ ateist olarak bilinen ünlü düşünürlerden Bertrand Russell (1872-1970) felsefî açıdan kendini agnostik olarak tanımlamıştır. Çünkü ona göre her şeye rağmen elimizde Tanrı’nın yokluğunu kanıtlayacak yeterli bir delil mevcut değildir. (Bertrand Russell, Am I Atheist or an Agnostic, Bertrand Russell On God and Religion, ed. Seckel Al, s. 85 ) Agnostikler Tanrı inancını reddetmenin yanında ateizmi de eşit derecede reddetmiştir. Zaten kendileri de ateistlerden farklı olduklarını söylemişlerdir. ( Lightman Bernard, The Origins of Agnosticism, The Johns, s.17 ) Bir insan inandığı halde tanrıyı bilemeyebilir veya O’nun bilinemeyeceğine inanabilir. Ancak O’nun varlığına inanır. Bu durumda inancında da bir eksiklik görmez. ( Thomas McPherson, Religion as The Inexpressible, New Essays in P. Theology, ed. Antony Flew- Alasdair Macintyre, s. 131-143) Devamı ‘Ateizm ve eleştirisi’ adlı yazımızda!
Ama günümüzde ateizmi ispat edememenin telaşı ama dini de kabul edememenin ağırlığı altında kendini agnostik ilan ettiği halde aslında ateizmi savunan kişiler de mevcuttur. Aslında “ Tanrı var dersek, sırada din olacak, sonra ibadet et, içki içip karı kız dalgasını bırak, uğraş dur, en iyisi hem gönlümüzü rahatlatalım, ‘Bakın yok demiyozki, kıymetini bilin” diye etrafa hava atarken, Kuran’ın deyimi ile ‘Nefsini ilah edinenlerin’ bir zümresini oluşturan, kafalarına göre takılanların akımıdır. Ateizm yine yürek ister, ‘ Ben ateistim üleyn ‘ demek yine bir efelenme, diklenmedir, agnostizm ise ‘Gizli ateizmdir’çünkü sitelerine girince ilk göze çarpan şey ateist yazar ve fikirlerle sitelerini doldurduklarıdır. E adamlar ne yapsın ‘ Var mı, bilmem, yok mu bilmem…!’ Ortada fikir yok biraz ateizm biraz dinsizlik al sana agnostizm formülünü uygulamaktadırlar.
“Agnostiklik, yakından incelendiğinde ‘Tanrıya inanmayan’ anlamında olduğunu görürüz.” ( Gai Eaton, İslam Ve İnsanlığın Kaderi, s. 25) “Agnostikler hayat tarzları itibariyle ateist bir görünüm arz etmektedirler.” ( Selçuk Kütük, Ateizm Yanılgısı, s. 59)
Ateizm ile agnostisizm arasındaki kelime oyunundan başka bir fark yoktur.(Prof. Ramazan Altıntaş, Gençler inançtan soruyor, s. 143)
Ayrıca agnostikler hayatın oluşumu ile ilgili savundukları evrim teorisinden çok daha fazla, Allah’ın varlığının bilimsel delilleri olduğunu unutmamaları gerekir.
Bilimi iman edilecek bir inanç sistemi haline getirmenin açık ifadesidir bu cümle ve cevabı da sitemizde ” Bilim yanılmaz mı? ” adlı çalışmamızda mevcuttur.
Bir agnostik site Kuran ayetlerinden hareketle İslam’ı karalama çalışmasına girişmiş, cevaplarını tek tek verelim:
Birinci, üçüncü, dördüncü, sekizinci ve dokuzuncu ayetler İslam’da kadın – Evlilik, boşanma, şahitlik, miras – konularını ele almış cevaplara “ Kadın” adlı kategoriden ulaşılabilinir.
İkinci ayet İslam’da had- ceza hükümleri ile alakalıdır, bu konudaki çalışmamıza “İslam ve had cezaları” başlıklı yazımızdan ulaşılabilir.
Beşinci ayet cariyeler konusundadır, cevap için “ İslam ve köle, cariye” adlı çalışmamıza bakılabilir.
Altıncı ve onuncu ayetler Kuran’da teşbih- mecaz konusunu bilmediklerinin göstergesidir, cevabımız için “ Kuran ve mecaz “ isimli çalışmamıza bakılabilir.
Yedinci ayet Hz Muhammed (sav)’in evlilikleri ile alakalıdır, cevabını “ Efendimizin evliliklerini “ ele aldığımız çalışmadan ulaşılabilir.
Onuncu ayetin ikinci yarısı ‘İslam savaş hukuku ve barış dini İslam’ adlı çalışmalarımızı kapsıyor, cevaplara sitemizden ulaşılabilir.
Ateist ve agnostiklerin İslam dini hakkında ilk anlamaları gereken konunun “ İslami emirler ve hümanizm” başlıklı yazımızda ele aldığımız konular olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca” Allah’ın varlığının delilleri” ve “ Ateizm “ kategorisindeki yazılarımız da agnostiklerin incelemesi halinde, birçok iddialarının temelden çürütüleceğini rahatlıkla iddia edebiliriz.
Agnostik: “Kendi kendinize fikir yürütemiyor musunuz? Başka insanların inandığı şeylere siz de hemen inanır mısınız? Aynı şeyi tekrar tekrar ölene kadar okumaktan hoşlanır mısınız? O zaman ihtiyacınız olan şey, bir din. İstediğinizi seçebilirsiniz! Zaten hepsi birbirine benziyor.”
Pardon ama ateizm ve agnostizm de başka insanların fikirlerinin pazarlanmasında başka bir şey değil midir? Ateist ve oryantalistlerin fikirlerini agnostikler de aynen, devamlı tekrar etmiyorlar mı? Aslında agnostizm de tıpkı ateizm gibi, bir din değil midir? Din zaten yaşam şeklinin adı değil midir? Ateizme göre, agnostizm kurallarına göre veya İslam’ın kurallarına göre yaşam bir dini yaşam tarzı değil midir? Ele akıl vereceğine acaba agnostikler bir kere de aynayı kendi yüzlerine neden tutmazlar acaba?
Hadi Kuran’daki bazı tekrarlar için tarafsız oryantalist araştırmacının sözleri ile agnostiklerimize cevap verelim:
Kuran’daki tekrarlar için A.J. Arberry şunu söyler:” Hakikat tekrarlamakla bulanmaz, aksine açıklık, aydınlık ikna gücü kazanır.” (The Holly Koran, S:17 )
Blachère, Kuran’da peygamber kıssalarının tekrarlanmasının sıkıntı ve usanç verdiğini öne süren Batılılara karşı bu kıssaların her birinin bir delile dönüştürüldüğünü, meselâ tekrarlanan kıssalarla, ”İstikbali belirleyen mâzidir” gerçeğini hatırlatarak eziyetlere mâruz kalan müminlerin sonunda Allah’ın yardımıyla kurtulacağı, inkârcıların ise helâk edileceği şeklindeki tarihî kanunu ima ettiğini, böylece bu tekrarların muhatapları ikna vasıtası olduğunu belirtmiştir. (Introduction au Coran, s. 180-181; Esed, Önsöz, I/22)
“Kuran çok sayıda mükemmel ahlaki tavsiyeler içerir ve içeriği küçük bağlantısız parçalardan oluşur. Bölümler halindeki bu yapısı hayattaki herhangi bir olayda sıradan insanlara uygun olan, kendi içinde bir bütün olan metinler, özdeyişler ve kurallar meydana getirir. ” (John William Draper, A History of the Intellectual Development of Europe -Avrupa’nın Entelektüel Tarihinin Gelişimi- )
Agnostik olma nedenlerini açıklarken Hıristiyan kökenli bir adamı ( Robert G. Ingersoll ) delil getiren bu site şeriata karşı olma nedenlerini ise yine Avrupa Hümanist Federasyonu (EHF) başkanına (David Pollock) dayandırmaktadırlar. Peki, bu zat neden şeriata karşı imiş:
1-“Çünkü dini kurallar rasyonel, demokratik ya da değişime açık değildir. ” Cevabî yazımıza ulaşmak için “ İslam fıkhı hukuku.” Adlı çalışmamıza bakılabilir.
2- “Şeriat hukuku, grup (topluluk, cemaat) hakları kavramına dayanır. Ve grup hakları doğası gereği insan haklarına düşmandır. ” İslam tek tek tüm fertlerin oluşturduğu cemaati savunur. Her kul hak sahibidir, İslam cemaati ve sonra tüm insanlığın ortak hakları ve görevleri vardır. Yoksa tek ferdi düşünmek insanları egoizme götürür o da haz bataklığında insanı insanlıktan çıkarır. Bu konuda “ İslami emirler ve hümanizm” başlıklı yazımızı tavsiye edebiliriz.
Allah(c.c) razı olsun vallaha da billaha da böyle bi’ siteye girdim cevap versen bi şekil, vermesen bi şekil. Öyle bir ortam hazırlanmışki bazı sitelerde, müslüman birisi girip konulara karşılık vermeye çalıştığında, hakikatleri söylese de hep beraber çullanıp dışlıyorlar. Hep bizim dediğimiz doğru anlayışı var agnostiklerde.