Kadın erkek arasındaki biyolojik ve psikolojik farklar

Within spread beside the ouch sulky and this wonderfully and  as the well and where supply much hyena so tolerantly recast hawk darn woodpecker

Allah azze ve celle, kadın ve erkeği yaratırken farklı özelliklerde ve birbirlerini tamamlayacak şekilde yaratmıştır. Bu farklılıklar karşılıklıdır ve birbirinin yerine geçmediği gibi tam aksine birbirini tamamlar niteliktedir. Biri olmadan diğeri eksiktir, biri diğerinin yerini tutamaz, ve dolduramaz. Buna en güzel örnek zevc kelimesidir. Zevc,  “çift, çiftin teki” (TDV İslam Ansiklopedisi, zevce maddesi) anlamlarına gelir. Mesela,  Ayakkabı da bir “çift”ten oluşur. Bu çifti oluşturan eşler birbirlerine “eşittirler” fakat biri diğerinin yerini tutamaz. Eğer bu eşitliği “aynılık” ve “tıpkılık” anlamında alır da, sağ eşi sola, sol eşi sağa giyecek olursak, hem ayakkabıya, hem ayağa yazık etmiş oluruz.

 İslam eşitlik değil, adaleti savunan bir dindir! İslam, yaratılışta kadın ve erkeğe kodlanan yeteneklere göre hayatta iş bölümünü insanlara tavsiye etmektedir. Bu konuyu ‘İslam’da Kadın Hakları’ başlıklı yazımızda ele alıp inceledik.

kadin-erkek-esitdegil-1

“Boks yapan kadınlar, bebek bakan erkekler, üst düzey yönetici kadınlar, ev işi yapan erkekler. Bu görüntüler günümüzde son derece doğal karşılanmaktadır. “Roller” değişirken, iki araştırmacının kitabı Avrupa’yı karıştırdı. Savundukları; Bu eşitlik doğaya aykırı. İki cins arasındaki farkların ortadan kalkarsa uyumsuz bir uzlaşma ortamı oluşur. Toplumsal psikoloji konularında yazdığı kitaplarla tanınan ekonomi – politika danışmanı Prof. Gertrud Höhler ile AIDS uzmanı Dr. Michael Koch tarafından kaleme alınan “Zimmetli Günah” adlı kitapta, iki cins arasındaki eşitsizlik savunuldu. Erkeğin güçlü ve cesur, kadının ise yumuşak ve uysal olması gerektiğini savunan Höhler ve Koch, “Gerçekten uyumlu bir birlikteliğin olabilmesi için cinslerin mümkün olduğu kadar birbirlerine zıt olması şarttır. Çünkü ancak o zaman iki cins birbirini tamamlayan ve birbirinden ayrılmaz konuma gelebilir. Cinsiyete yönelik bir baskı yapılmasa bile erkek çocuğun en sevdiği oyuncak otomobil, kızın ise bebek oluyor. Hiçbir kısıtlama, hatta destek olmasına rağmen kızların klasik erkek mesleklerine yöneldikleri pek görülmüyor. Kadın ve erkeği bir noktadan sonra ayrılıyor. İnsanlığın gelişmesi de zaten bu sayede oluyor. Cinsiyet bilinci ve ayrımı olmayan toplumlarda yetişecek insanlar daha az yaratıcı, daha az sosyal ve daha az şefkatli olur. Bu durumda uyumsuz işleyen bir uzlaşma ortamı ortaya çıkar”   İnsanlığın, farklı iki cinsin çatışmasından geliştiğini savunan iki araştırmacı, iki cinsiyetin birbirine benzemeye çalışmasına da karşı çıkarak “En iyisi kadınlar tam bir kadın, erkekler tam bir erkek olmalı. Zaten hiç bir zaman ve hiç bir kültürde kadın – erkek eşitliği olmamıştır” diyorlar.”  (Milliyet, 13.01.1999)

“Beynimizin de cinsiyeti varmış. Kadın ve erkeklerin beyinlerinin gelişim olarak farklı olduğunu söyleyen Hacettepe Üniversitesi araştırma görevlisi Dr. Serkan Karaismailoğlu, “Kadınların beyinlerinin her iki tarafı da birbirine eşit büyürken, erkeklerin sağ tarafı daha fazla büyümüştür. Kadın ve erkek arasındaki ‘farklar anne karnında başlar’ ve bebeklikte de bu şekilde devam eder. Kadınların bu nedenle empati duyguları daha fazla gelişmiştir. Beyin de cinsiyete sahiptir. Kadın ve erkeklerin farklılıkları hayatlarının her anında verdikleri kararlarda etkilidir. Erkek ve kadın olaylara aynı yaklaşamazlar. Kadın daha detay odaklı yaşarken, erkek sonuç odaklı yaşamaktadır. Çiftler arasındaki anlaşmazlıkların nedeni de budur. Bu yüzden kadın ve erkeklerin beyinlerinin cinsiyetlerini bilmeleri, nasıl çalıştığını öğrenmeleri ve sorunlara ona göre yaklaşmaları gerekmektedir.” dedi.” (Abbas Güçlü, Milliyet, 15 Mart 2014 )

“Kadın ve erkek yasalar ve fırsatlar yönünden eşittir ve eşit olmalıdır. Ama biyolojik olarak eşit değildir çünkü genleri farklıdır. Psikolojik olarak eşit değildir çünkü duygu ifadeleri farklıdır. Kadın ve erkek beyinleri farklı çalışır.”  (Prof. Nevzat Tarhan, Haberalp, 25.3.2021) 

Amerikalı yazar ve ilişki danışmanı John Gray’in kadınlar ve erkekler arasındaki iletişimi irdeleyen ‘Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten’ adlı kitabı, erkeklerin ve kadınların adeta farklı gezegenlerden geldiğini, kendi gezegenlerine özgü alışkanlıkları olduğunu yazmaktadır. “Kadınların kendilerini rahatsız eden bir konuyu biriyle paylaşıp ona anlatmak isterken, erkekler sadece dinlemek yerine hemen çözümler üretip bunları önermeye başlar. Bu durum ise iki taraf arasında doyurucu bir iletişim kurulmasını engellemektedir.” (Bahri Karaçay, Mutlu Beyin, s. 31)

“Eğer cinsiyetler arasında gerçekten farklılıklar varsa onların arkasında da bu davranışları yöneten biyolojik nedenler olmalıdır. Bilim adamları Erkek ve kadın beyni arasında yapısal ve işlevsel farklar olup olmadığını belirlemeye çalıştılar. Araştırmanın sonuçları, oyuncak tercihlerinin ‘sosyal ve bilişsel etkenlerden bağımsız’ olduğunu, dolayısıyla cinsiyete dayalı olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar kız çocukların oyuncak bebek ve tencereyle daha fazla zaman geçirmesini annelik güdüsüne bağlıyor. Yeni doğan bebekler üzerinde deney yapılır. Kız bebekler zamanlarının % 36’sında kadın yüzüne bakarken erkek bebekler zamanlarının % 25’inde kadın yüzüne bakar. Bunun aksine, erkek bebekler zamanlarının % 43’ünde mmekanik yüze bakar. Kız bebeklerde bu oran sadece % 17’dir. Ayrıca bu bebekler doğumları üzerinden sadece 24 saat geçtiği ve henüz herhangi bir sosyal veya bilişsel etki altında kalmadıkları için, cinsiyete bağlı bu farklılıkların temellerinin biyolojik olduğu anlaşılmaktadır. Bilim insanları uzun bir süre erkek ve kadın beyni arasındaki farklılıkları hormonlara ve beynin hormon salgılanmasında önemli rolü olan hipotalamus bölgesine atfetti. Fakat bilimsel ilerlemeler sonucunda, cinsiyetler arasındaki farkların çok sayıda bilişsel özellik ve davranış üzerinde (hafıza, duygu, görme duyum, stres hormonlarına beynin verdiği tepki gibi) önemli etkileri olduğu bulununca, bu görüş terk edildi. Erkek ve kadın beyninin beyin görüntüleme teknikleri kullanılarak karşılaştırılması, bu iki cinsiyet arasında yapısal birtakım farklılıklar olduğunu ortaya çıkardı. Beyindeki cinsiyete bağlı benzerliklerin ve farklılıkların belki de toplum düzeyindeki en önemli yönü, kız ve erkek öğrencilerin sözel ve sayısal yetenekleri ile bunun uzantısı olarak ileri yaşlarda seçtikleri çalışma alanları ve bu alanlardaki başarıları olsa gerek. ‘Sadece geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde değil ABD ve Batı Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde de fen bilimleri dallarında, üst düzey yönetici kadrolarda kadınların sayısı erkeklere oranla çok geride. ABD’de 2007 yılında işgücünün % 46’sını kadınlar oluştururken bilim ve mühendislik işgücünün sadece % 27’sini kadınlar oluşturuyordu.’ İlkokuldan sonra  kız öğrenciler sözel yetenekte erkek öğrencileri geride bırakıyor. Cinsiyetler açısından beyinde farklılıklar olduğu da bir gerçek.” (Bilim ve Teknik dergisi, Şubat, 2013, Şubat 2013, Sayı: 543, s. 22-28)

beyin-cinsiyet-1

Kadın ve erkek arasındaki en önemli farklılık kadınların daha çok beyninin sağ tarafını erkeklerin ise daha çok beyninin sol tarafını kullanması. Bu durum iki tarafında hayata ve olaylara bakışını tamamen etkiliyor. Kadın beyninin her iki tarafında konuşma merkezi var, erkek beyninin sadece sol tarafında konuşma merkezi var.  (Sema Maraşlı, İlk Adım, Ağustos, 2021)

Sabah gazetesi biyolojik, psikolojik, sosyal farkları, ‘Kadın ve Erkek Arasındaki 45 Fark!’ (Sabah, 08.05.2015) diye duyururken, Sözcü bu sayıyı 50 farka çıkarır ve ‘Erkek ve kadın arasındaki 50 temel fark.’ (Sözcü, 08 Aralık 2014) şeklinde duyurur.

“Kadın ve erkek arasındaki şaşırtıcı bilimsel farklılıklar. Kadınlar ve erkekler arasında bilimin ortaya koyduğu fiziksel ve zihinsel farklılıklar sizi şaşırtabilir. Kimin kanı daha hızlı akar, kim daha iyi yüzer? Kim daha iyi duyar? Peki, hastalık ya da ölüme kim daha dayanıklı? İşte bilimin ortaya koyduğu kadın ve erkek arasındaki farklar…” (Posta, 09 Haziran 2021)

“Kadın beyni ve erkek beyni arasındaki farklar. Yeni bir araştırma, kadın ve erkekler arasındaki farkların ilk defa, sahip oldukları ‘değişik beyin yapıları ve beyindeki sinir bağlantılarıyla’ açıklanabileceğini ortaya koydu. Independent gazetesinin görüşlerine yer verdiği Philadelphia’daki Pennsylvania Üniversitesi Psikoloji Profesörü Ragini Verma, “Bu haritalar bize, insan beynindeki kesin ve tamamlayıcı mimari farkları gösteriyor bu da erkeklerin ve kadınların neden bazı alanlarda birbirlerinden daha üstün olduklarını anlamak için sinirlere dayalı bir temel sunuyor” yorumunu yapıyor.” (BBC, 3 Aralık 2013)

“İlişkide kadın-erkek farklılıkları. Kişilik özellikleri bakımından kadınlar ve erkeklerin birçok farklılık gösterdiği söylenir. Kadın ve erkek arasındaki kişilik, algı, davranış farklılıkları en çok konuşulan ve yazılan konulardan biri. İki cinsiyet arasındaki farklılıklar fiziksel olarak belirgin olsa da psikolojik farklılıklar çok daha karmaşık ve tartışmalı bir konu.” (BBC, 28 Şubat 2018)

“Kadın-erkek kalbi ve beyni arasındaki farklar. Erkek beyni siler, kadın unutmaz Kadınlar daha konuşkan Kadın damarları daha ince Kadınlık hormonu korur Ağrılara karşı daha dayanıklılar Depresyona daha meyilliler Esnek yapılılar Kokulara karşı daha hassas Yağlanmaları daha zor Kadınlar daha uzun yaşar.” (www.acibadem.com.tr, 9 Eylül 2020)

2017 yılında OECD tarafından yapılan sosyal ve duygusal beceriler izleme araştırmasına göre, “Strese dayanıklılık, duygu kontrolü ve enerji gibi özelliklerde erkek öğrencilerin puanları yüksekken; sorumluluk, empati, hoşgörü ve merak gibi becerilerde kız öğrencilerin puanları yüksektir. Sonuç, sosyal ve duygusal beceriler anlamında kız ve erkek öğrencilerin önemli farklılıklara sahip olduğu ve bu becerileri geliştirirken ‘cinsiyet arası farkların dikkate alınması’ gereklidir. (OECD Sosyal ve Duygusal Beceriler Araştırması Türkiye Ön Raporu, Eylül 2021)

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Kadın ve erkek farklılıklarına rağmen eşittirler. Nevzat Tarhan, “İlişkinin duygusal boyutunda kadın, maddi tarafında ise erkeğin rolü ön plandadır. Erkeğin fizik gücü vardır, kadın ise güven uyandırma ve ilişki kurabilme alanlarında başarılıdır. Aile içi ilişkilerde kadın daha baskınken, dış ilişkilerde erkek ön plana çıkar. Güven uyandırma hususunda, sevgi objesi anneyken, güven objesi babadır. Kadın – erkek ilişkisinde de sevgi veren taraf kadın, güven veren taraf erkektir.” Kız çocuklarının romantik duygularını daha çok ön plana çıkaran bebeklerle evcilik oyunları oynamaları, erkek çocuklarının ise daha çok saldırganlık içeren oyunlar oynaması biyolojik faktörlerle açıklandığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan ‘Kadının sosyal zekası, erkeğin sayısal zekası yüksek. Erkekler matematik, kadınlar sanat insanı. Modernizm bize erkek ve kadının cinsel kimlik sınırlarını kaldırmayı önermektedir. İnsanın psikolojik doğası kadının kadın, erkeğin erkek kimliğine uygun bir şekilde yaşaması gerektiğini söyler. Erkek ve kadının insanlığı bütünleyen iki cinstir. Bu iki cinsten hiçbiri diğerinden üstün değil, ancak farklıdırlar.” (www.uskudar.edu.tr, 20.07.2019)

“Bu kadar yıl genelevde çalıştıktan sonra kadınla erkek arasındaki farkı anladım. Bir kadın, o haldeki bir erkekle yatmaz, yatamaz! Yüreği kaldırmaz.” (Ayşe Tükrükçü’nün hikayesi, Ayşe Arman, Hürriyet, 24 May 2015)

Bunları ancak bir kadın yapar, düşünür! “Boşanan eşi felç geçirince geri döndü.  Sivas’ta 3 yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandığı eşinin felç olduğunu öğrenen kadın, yatağa mahkum olan eski eşiyle yeniden nikah kıydı.” (CNN Türk, 21.12.2010) “10 yıl önce boşanmışlardı! Eski eşi, yeni hayatının başlangıcı oldu. İzmir’de yaşayan ve gittiği hastanede kendisine karaciğer yetmezliği ile karaciğer kanseri teşhisi koyulan Can Say (58), çocuğunun annesi olan ve 10 yıl önce boşandığı eski eşi Bahar Azak’ın (42) karaciğerini bağışıyla sağlığına kavuştu.” (Haber 7, 6.11.2022)

Kadının Günlüğü: ‘Bu gece kocam çok garip davranıyor. Akşam güzel bir restoranda buluşmak üzere sözleşmiştik, bütün gün arkadaşlarımla alışveriş yapıp geç kaldım diye mi kırıldı acaba? Bu konuda bana hiçbir şey söylemedi. Restoranda konuşmadı. “Sessiz bir yere gidip konuşalım” dedim kabul etti ama yine hiç konuşmadı. “Ne var?” diye sordum “Yok bir şey” dedi, “Seni üzecek ne yaptım?” dedim. “Bir şey yapmadın” diye cevap verdi. Eve dönerken arabada “Seni seviyorum” dedim. Hafifçe gülümsedi ve arabayı kullanmaya devam etti. Neden “Ben de seni seviyorum” demedi, anlayamıyorum. Eve geldiğimizde onu tamamen kaybettiğimi hissettim. Aklı başka bir yerdeydi. Sessizce TV seyretti ben de yatağıma gittim.. 15 dakika sonra o da geldi, kendini kaybetmiş bir vaziyetteydi. Güçlükle uyudum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bu hayat çekilmez artık.’ Kocasının Günlüğü: ‘Yahu o 4 gol de yenir miydi? İnsanın aklı almıyor! Delirmek işten değil, valla!’  (Hıncal Uluç, Sabah, 3.4.2016) 

Haklı bir isyan: “Güçlü kadın diye diye hepimizi mahmut abiye çevirdiniz, Allah cezanızı vermesin. Güçlü kadın nedir ya! Kadın dediğin nayiftir, narindir, ince ruhludur, kırılır, ağlar, muavenete ihtiyaç duyar. Allah kahretsin bi çıkardılar güçlü kadın, kadının yükü bin kat daha ağır oldu.” 

 

 

kadin-erkek-fark-1-2-1

Leave a comment