Kötülük/şer Allah’a izafe edilebilir mi?
Kuran’da şer-kötülük Allah’a nispet edilmez aksine, Kuran’da ‘şerrin yani kötülüğün insanların yaptıklarının karşılığı, bizzat kendi işlediklerinin sonucu olduğu’ açıkça ifade edilir.
Rum, 41: “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını dünyada onlara tattıracaktır.”; Ali İmran, 165. ayet: “Bir musibet (kötülük) sizin başınıza geldiğinde, “Bu, nereden başımıza geldi?” dediniz, öyle mi? De ki: “O (musibet), kendinizdendir.”; Nisa,79: “Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir.”
İnsan kötülüğe bizzat kendisinin yaptığı işler ile sebep olur, Allah’ta her şeyin yaratıcısı olduğu gibi, insanın yaptığı işlerin sonucu olan kötülüğü de yaratır. Yani kötülüğe sebep olan insandır, insanın yaptığının sonucu olarak ortaya çıkan kötülüğü yaratan ise Allah’tır.
Nisa 78 ve 79. ayetler çelişkili midir?
Nisa,78: “İnsanlara bir iyilik gelirse, “Bu, Allah’tandır” derler. Onlara bir kötülük gelirse, “Bu, (Ey Muhammed) senin yüzündendir” derler. (Ey Muhammed!) De ki: Hepsi Allah’tandır.” Nisa, 79: “Sana gelen her iyilik Allah´tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir.”
“Kur’an, görünüşte insanların yaptığı fiilleri de zaman zaman Allah’a isnat etmektedir, çünkü gerçek yaratan O’dur.” (Prof. Dr. M. Halil Çiçek, Müşkilu’l-Kur’an’ı Yeniden Değerlendirmek, s. 77) Çelişki görüntüsü, kötülüklere sebep olan insan davranışları ile insanın istemesi üzerine o kötülüğü yaratanın Allah olmasının anlaşılamamasından doğmaktadır. Kısaca yapan insan, yaratan Allah’tır. Ayet meallerine bakalım:
Nisa 78. ayette, her şeyi olduğu gibi iyilik ve kötülüğü de Allah’ın yarattığını ifade edilir. 79. ayet ise Allah’ın yarattığı kötülüklerin sebebinin insan olduğunun altını çizilir. Kötülüğün sebebi insandır ve neden olduğu tüm işler ve sonuçlarından sorumludur – İnsana özgür iradesi ile yapacağı işi seçer, o işi yapma gücünü de Allah o kula verir, tüm bunların sonucunda da kul seçiminin iyi veya kötü olmasına göre karşılığını ahirette görür. İki ayet arasında bir çelişki değil, bahsedilen konuların farklılığı söz konusudur. Kötülüğe sebep olan insandır, insanın o kötülüğünü veya iyiliği yaratan ise Allah’tır. Yani kötülüğün sahibi insan, insanın istediğini -iyilik veya kötülük dahil her şeyi- yaratan ise Allah’tır! Yüce Yaradan hem kötülükten razı değildir; peygamber, kitap göndererek her zaman kullarını kötülükten uzak durmaları konusunda insanları uyarır ve güzelliğe-iyiliğe teşvik eder, hem de Kuran’da sadece iyiliği kendine izafe ederek, kötülüğü yaratsa da iyiliğin ve iyilerin tarafında olduğunu bizlere işaret eder. İyilikler; yaratıcının bize hediyesi, kötülükler ise insanın kendi işlerinin sonucu ortaya çıkan ve yaratıcının razı olmadığı durumlardır.
Ayrıca Yüce Yaradan iyiliğin ve kötülüğün kendisinden olduğunu ifade ettiği 78. ayette, iyilik ve kötülük için “Minellah” değil, “Min indi’l-Allah” ifadesini kullanır yani, iyilik ve kötülük için Allah (cc) direk ‘kendinden’ ifadesini kullanmaz. Fark nedir? ” Min indi’l-Allah ” yani: İyilik ve kötülük ‘Allah tarafından, Allah’ın katından, huzurundandır’ ifadesini kullanır. 79. ayette ise iyilik için, “direk kendinden” anlamına gelen “Minellah” ifadesi kullanılır. Yani Türkçe’ye aynı anlamda çevrilseler de aslında Arapça orijinalinde ve kelimelerin ruhunda büyük farklılıklar bulunmaktadır. Yüce rabbimiz iyilikle de beraber olsa kötülüğe razı olmaz ve direk kendinden değil, her ikisinin de huzurundan geldiğini/yaratıldığını bildirirken, iyiliği ise direk kendine izafe eder, kendinden olduğunu belirtir; çünkü O (cc) iyiliğin tarafındadır ve sadece iyiliğe razıdır!
Bir insanın iyilik yapması için birçok etkenin bir araya gelmesi gerekir. Mesela bir binayı yapmak çok zordur ama kötülük için az bir eylem yetmekte, kötü sonucu doğurabilmektedir. Yapmak zor, yıkmak ise kolaydır ve hatta bazen sadece yapılması gereken konulardaki ihmal bile kötülüğe neden olabilmektedir. İşte Allah (cc) iyilik için her türlü (Sadece yaratma konusunda değil, teşvik etme, ödüllendirme dahil bir çok konu) ortamı hazırlamaktadır. Kötülüğü ise; ne olduğunu, kötülüklerin listesini ilahi kitapla bildirip peygamberle açıklamakta, her insana verdiği vicdanla ve meleklerle uzak tutmakta ve sonucunun cehennem olduğunu bildirmekte, tercihi de sonucuna katlanacak olan insana bırakmaktadır. Allah (cc) sadece insan isterse ancak o zaman insanın yapacağı o kötülüğü yaratmaktadır.
Her şey sonuçta Allah’tandır ama başa gelen kötülükler ise insanların kendi elleriyle işlediklerinin sonucudur. Örneğin bir insan elini ateşe soksa eli yanar. Elinin yanması Allah’ın yarattığı kanunlar gereğidir. Fakat elini yakan, ateşe elini sokan insandır.
Şura, 30: “Başınıza gelen herhangi bir kötülük, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah (günahlarınızın) birçoğunu affeder (de onlardan ötürü bir musibet vermez.)”; Fussılat, 46: “Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.”; Zümer, 7: “Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkâr etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.”
Bunların dışında imtihan konusu olan olaylar vardır ve bunlar Allah tarafından, insanları imtihan vesilesi olarak kulun karşısına çıkarılabilir. Bunlar az, hayatın geneli içinde istisna olan olaylardır. Hastalık, kıtlık gibi konular buna dahildir. Ama unutulmamalıdır ki aynı yüce yaradan, her hastalığa bir şifa ve her çalışana mutlaka karşılığını da verendir. Hatta bu çalışan Yaradanı inkar eden biri bile olsa, bu kural değişmemektedir.
Bakara,155: “Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.”; İnşirah, 5: “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.”; Bakara, 286:” Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.”
“Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça.”
Albert Camus: Tanrı’yı reddedişini kötülüklerin varlığına ve insanlar tarafından bolca ve şiddetli bir biçimde tecrübe edilişine bağlamaktadır. Ona göre sormamız gereken soru şudur: Bu dünyada kötülük var mıdır? Eğer varsa, kötülük Tanrı fikriyle bağdaşmaz. Tanrısal bir düzende, Tanrı’nın yarattığı ve yönettiği bir dünyada kötülüğün olması akıl alacak gibi değildir. Söz gelimi ölüm, bir kötülüktür ve kötülük bize azap verir. Oysa “haklı olan asla öldürmeyendir”. Bu demek ki, Tanrı olamaz. “Ya biz özgür değiliz ve her şeye gücü yeten Tanrı kötülükten sorumludur; ya da biz özgür ve sorumluyuz ama Tanrı her şeye gücü yeten değildir. Albert Camus varoluşsal kötülük problemini böyle dile getirmiştir
Cevabımız
Selam İsmet bey,
Aslında bu görüş Allah’ı inkâr değil – Bu konu ‘Allah’ın varlığının delilleri’ , ‘ateist akıl’ ve ‘evrim’ adlı yazılarımızda ele alınmıştır – var olanı reddetme için bir mazeret arama gayreti ve Dünya hayatını derinlemesine ve geniş açıdan ele alamamanın sonucu, sorumluluktan uzak ve hatta bencilce bir yaklaşım tarzının göstergesidir. Gelelim konuya,
Kötülük insan kaynaklıdır. Allah taraftar olmadığı halde kötülüğü yapmamıza izin verir ama sonuçlarından da bizi sorumlu tutar. Ayrıca kitap peygamber göndererek ve içimize yetiştirdiği vicdan ile kötülükten değil iyilikten taraf olmamızı ister, yönlendirir ve sonuçlarından da bizzat İnsan kendisi sorumlu tutulur! Burada anlamadığımız tek şey Dünyanın bir imtihan alanı olarak yaratılmış olduğunu ıskalamamızdır!
Batı orijinli ve Hristiyan kaynaklı fikirlerle ile İslami dünya görüşüdür açıklamaya çalışmak böyle çelişkilere sebep olabilir ama bizzat İslam’ın kendi bakış açısı, kaynakları, terminolojisi vardır ve kendi içinde bir çelişki de yoktur: Allah her şeye kadirdir, her şeye gücün yeter, insan yaptıklarından özgürdür ve sonuçlarından sorumludur, dünya ise bir imtihan alanıdır, gerisi sorumluluktan kaçınmak isteyen insanların uydurdukları mazeretlerdir!
Allah’ın külli iradesi vardır; Her şeyi bilir,ilmi her şeyi kuşatır ama insanın da cüzi iradesi vardır, her yaptığından sorumludur: yapması gerekirken yapmadığından, yapmaması gereken yaptığından da sorumludur!
Sonuç olarak dünya hayatının imtihan olduğuna göz ardı edersek yapmamız gerekenleri ve dünyadaki olayları tam kavrayamayız! yaşam sadece dünya hayatıyla sınırlı değildir, Dünya ve ahiret bir bütündür. Müslüman, yeryüzünü mamur etmek, düzenlemek,korumak, emanet bilinciyle ve tevhid inancı ile adalet üzere yaşamakla sorumludur! hayatın devamı ve imtihanın sonucu, başarılı ve başarısız olup olmadığımız, sonunda varacağımız yer olan, Cennet ve Cehennem’le görülecektir…Mazeret, özür her zaman bulunabilir ama sorunlardan kaçınmak sadece acizlik, küçüklük, yetersizlikle alakalıdır sonuç asla değişmez biz iyi bir kul olmak, dünya bir imtihan alana, sonuç cennet ve cehennem! Geri kalanlar oyun, mazeret, kendini kandırmadır!
Taze bir örnek, biz bir Yardım Derneği ile Suriyeli mültecilere Bir tır dolusu yiyecek giyecek yardımı gönderdik. Tam bir gün sonra PKK’lı teröristler tüm depoyu yaktı! Şimdi biz kötülüğe bakıp iyilikten mi vazgeçeceğiz, dünyayı kötülere mi bırakacağız yoksa imtihan bilinciyle haklı mücadelemize devam mı edeceğiz veya mazeret mi arayacağız?
Zaman az,mekan geçici, imtihan kesin! bu dünyada ne kadar kötülükle mücadele eder, Ne kadar iyiliği hakim kılarsak o kadar kazançlı çıkarız yoksa hayatı materyalist bir dünya gözüyle açıklamaya çalışmak asıl önemli şeyleri ıskalamaktır ki bu da insanı kaybetmek anlamına gelir!
Müslüman adalet ve tevhid inancı ile yaşar ve Allah’a Güvenir!
size tavsiyem sitemizdeki ‘kaza ve kader’ konulu ve ,imtihan dünyası, isimli yazılara bir göz gezdirmeniz ve ‘Müslüman olmak kolay mı?’ adlı yazıları okumanızdır! irtibatı kesmeyelim, Görüşürüz selamlar ile.
İyilik ve kötülük birbirine zıt kavramlardır.Eğer iyilik Allahtan ise kötülük de Allahtandır ;iyiliğin Allahtan kötülüğün ise bizden olması çelişki yaratır! Eğer iyilik Allahtan ise sevabının da bize değil Allaha ait olması gerekmez mi? Nitekim kötülükte böyledir ve Allah bizden hesabını soracaktır.Bence ikisi de insanın sorumluluğundadır ancak Allah ikisine de müsaade eder ve takdir eder (kaza) olmasına müdahale etmez.Her şey Onun bilgisi ve takdiri içindedir.Yaptığımız iyiliğin sevabını alacağımız gibi yaptığımız kötülüğün de cezasını çekeceğiz!
CEVABEN:
Selam Ali Bey,
Her şeyin yaratıcısı Allah’tır ve ehli sünnet inancı gereği yazdıklarınıza aynen katılıyoruz! İyilik yapsak ta yapacak güç, irade,ortam,zaman, mekanı hazırlayan O’dur! Bunu emreden, yönlendiren ve her sevabı 7’den 700’e kadar fazla yazan da O’dur (cc)
O, her şeyin sahibidir, yaratıcısıdır ama yukarıdaki yazı; konuyu daha detaylı, incelikle ele ala bir yazıdır. Genelde aynen size katılıyorum, detayda da bizi anlamanızı rica ediyorum.
selam ile
Her şeyden önce lütfettiğiniz cevabınız için teşekkür ederim,sağolun Allah razı olsun,kolay gelsin. Allaha emanet olun.
ESTAĞFURULLAH KARDEŞİM,
ALLAH RAZI OLSUN,
DUA MÜŞTEREK KARDEŞİM.
hocam https:// dinsiz….t.blogspot.com/2012/05/islam…ma-ceaplar.html gıbı sıteler sıze cevap verıyorlarda sızde onlara reddıye yazar mısınız yanı cevap verırmısınız lutfen hocam sızde onlara cevap verın
CEVABEN
Furkan kardeşim, bu site ve benzerlerinin cevap (!) verdiği yıl 2012!
Ayrıca, verdiğini iddia ettiği cevaplara bakıyoruz, açıkçası, oryantalistlerin iddiaları yanında yazılanlar solda sıfır kalır!
Sitemizde onların ağa babalarına verilen cevaplar ‘zaten’ mevcut!
Zamanla ve belli bir silsile halinde cevapları eklemeye de devam ediyoruz, edeceğiz de, bi-iznillah!
Varsa aklınızı karıştıran bir soru veya konu bize ulaşınız.
O sayfada ileri sürülen konulara cevaplar sitemizde mevcut.
selam ile
hocam cevabınız ıcın cok tesekkurler Allah razı olsun bır kac sorum olcaktı 1- Bazı müslümanlar(!)ve ateıstler deıster hz Muhammed(s.a.v) efendimize iftira atarak hz Muhammed kuranı (haşa) kendi yazdı cunku hadıslerde ve ayetlerde kendını cok ovuyor selalarda Allah tan cok hz Muhammed anılıyor gıbı ıftıralarda bulunuyorlar 2-Kuran’da 19 mucizes denen bır sey varmıdır 19 mucızesı varsa 2 ayet sonradan eklenmıs oluyor 19 mucızecılıını savunan tek edıp yuksel ve gurkan engın gıbı adamlar eger yoksa ayette nıcın 19 kullanılmıs 🙂 lutfen cevaplar mısınız:) Allah’a emanet
CEVABEN
Güzel kardeşim,
Salat konusunda: Öncelikle, “Hz Muhammed ve oryantalistler” ve “Kuran ve Hz. Peygamber Aleyhindeki İddialara Cevaplar” başlıklı yazılara bakmanızı tavsiye ederiz. Salat, dua-destek anlamındadır, Biz Efendimize dua ederiz, O (sav) dua edilecek kişidir, Hıristiyanlar gibi kutsallaştırılmaz peygamberler bizde. ‘Deki, ben de bir insanım!’ ( Fussılat, 6) ayeti her şeyi özetler. Allah, kullarına da salat eder, yani salat sadece efendimize özel bir durum değildir!
Kuran’da 19 mucizesi vardır ama her konuda olduğu gibi bu konu da bir imtihan vesilesidir! İstisnası bir imtihandır, var olanı da imtihan!
Allah’a emanet olun, dua bekleriz. selamlar
hocam Kuranda 19 mucızesı var ıse 2 ayet sonradan eklenmıs olmuyor mu bıde mudessır 30 de gecen 19 kelımesı cehennemdekı gorevlı melekler ıcın kullanıldıgına gore matematıkle ılıskısı nedır bıraz acıklama yapar mısınız:)
CEVABEN
Edip Yüksel bakış açısında 19 mucizesi yok ama Kuran’da 19 üzerine çalışması gerekiyor, diye düşünüyorum. hale Edip Beye kalınca tabii ki iş çıkmaza girdi ama bu ‘teorinin’ tamamen yabana atılması bence haksızlık olur, en azından tarafsız bilim adamları komisyonunca incelenmeden, olmamalı…
Bu sonuca nerdem mi varıyorum, Kuran bir fen kitaı değildir ama içerisinde fenle ilgili ayetler de vardır, ne tamamı ne hiç yok demek yanlış!
Aynı mantığı 19 üzerinden de düşünüyorum ama ne Edip kadar ve ne de hiç yok, en azından tarafsız komisyonca ilan edilene dek, diyorum.
selam ile
Not: Ufuk açıcı bir video: https://www.youtube.com/watch?v=Bv2aTAlH6eo&feature=youtu.be
hocam pekı 19 gorevlı derken ne kastedılıyor
CEVABEN
TABİİ Kİ MELEKLER!
Ben sadece 19 konusunu bilimsel bir kurulca noktalanması üzerinde duruyorum. Ne Edip gibi bir uçta kalmalı ne de uzmanlar sonucu açıklamadan son noktayı koymalı!
Video, aslında fikirlerimin özeti. Prof. Halis Aydemir hocanın teorileri içinde aynı görüşü savunuyorum. Uzman heyet konuyu inceleyip raporunu açıklayınca konu kapanır! O ana dek, ifrat tefrite kaçmadan konuya yaklaşmak gerekir. Ama Edip beyin kesin bir uçta olduğu ve başta hadise yaklaşımı olmak üzere asla kabul edilemeyeceği bir gerçek! Selam, dua ile
Not, tüm bu yazışmaları tek mesaj altında toplayacağım. Muhabbet ile
hocam pekı neden 19 melek neden 20 degıl veya 18 degıl bunu merak edıyorum
CEVABEN
Açıklanması yapılmayan konularda sadece zanda bulunabiliriz… Şu an üzerinde konuşabileceğim bir detaylı araştırma yapmadım.
Ayrıca, 20 olsa, ‘neden’ diye başlayan soru cümleleri onlar için de kullanılabilirdi.
İşte 1440 sene sonra bile üzerinde imtihan vesilesi olan bir rakam. Detaylarda boğulmak yerine bazen iman edip yola devam etmek daha hayırlı oluyor…
En iyisini Allah bilir; Allah’u e’lam.
selam ile
hocam cok sagolun Allah razı olsun demek ıstedıgım bu ayetın mutesabıh ayet oldugunu bılıyorum zaten mudessır suresınde cok farklı bır belagat var demek ıstedogım 19 melek derken bısmıllahırrahmanırrahım kelımesının arapcasının 19 harften olususuyor dıyorlar bu kesın dogru bır bılgımı
CEVABEN
Müteşabih konusunda haklısın!
Besmele konusunda ise, o bile kesin değil, ama Kuran’da var veya yok demek hakkını uzmanlar cevaplamalı!
selamlar