Hz Adem, Havva ve çocukları, İnsanlık nasıl çoğalmıştır?
“Allah insanlığın çoğalmasını -onları yoktan var ettiği gibi- topraktan yaratmakla da devam ettirebilirdi.” (Ömer Faruk Korkmaz, Sorun kalmasın, s. 177) Bunun yerine Yüce Allah farklı metot kullanmıştır. Bu usulün detayıyla alakalı iki görüş vardır.
Birinci görüş: Hz. Âdem’in yaratılmasında anne de yoktu baba da; Hz. İsa’nın yaratılmasında yalnızca anne vardı; Hz. Yahya’nın yaratılmasında ana ve baba vardı, fakat çocuk yapma kabiliyetleri mevcut değildi. Tüm evren yoktan var eden Allah (cc) Adem ve Havva’nın her doğumda ikiz olan kız ve erkek evlatların birbirleri ile evliliklerine (Tabâtabâî, Mizan, IV/146) izin vermemiş, bir sonra doğan ikizlerden doğan kız ve erkeklerin çapraz evliliklerine izin vererek insanların çoğalmasını sağlamıştır. Peki neden?
Allah “İnsanlığın atasının tek olmasını.” istemiştir. (Hamid Cengiz, Ateist ve deistlerin modern sorularına cevaplar, s. 156) Irkçılık, üstün kan iddiası gibi kavramların insanlığa ne gibi kötülükler yaptığı ortadadır. İşte en son dünya savaşı faşist Almanya ve İtalya’nın üstün ırk teorisinden hareketle başlamıştır. Dünyayı sömüren, Afrika’yı köleleştiren, Asya’yı işgal eden emperyalist devletlerin fikri temelini “sosyal evrim” teorisi oluşturur ve bu teori güçlü olan üstün soy iddiasına dayanır. Dünya tarih boyunca ırkçılıktan çok çekmiştir. Şimdi aslı soruyu soralım, ya Allah (cc) mesela iki Adem ve Havva diyelim yaratsa idi, tarih boyunca insanlar birbirlerine karşı daha fazla ırkçılık yapmaz, daha fazla kan dökülmezler mi idi? Halbuki ilahi kaynaklı tüm dinler, insanlığı hep ortak atadan başlatır ve bu sayede ırkçılık hastalığının kökü en başta kesilir. Bundan sonra insanların yapacakları ırkçılık dahil her yanlış, bizzat insan kaynaklı ve ilahi çizgiden sapmanın sonucu olacaktır.
Konuya diğer boyutu ile de bakmak gerekir. Ateistlerin bu çapraz evliliğini eleştirmeleri tutarsızdır. Çünkü bizzat günümüz ateistleri İslam’da haram olan zina, ensestten eşcinselliğe birçok haramı normal kabul edip savunmaktadırlar. (Bu konu, ‘Dinsiz ahlak olur mu?’ ve ‘Eşcinsellik’ adlı yazılarda ele alınmıştır.)
Bu konudaki ikinci görüş ise ilk yaratılan insanların Ademler ve Havvalar olduğu şeklindedir:
İlk yaratılan Adem ve Havva’dan sonra Kuranı Kerim’de ve sağlam rivayetlerde “kardeşlerin birbiriyle evlendikleri” bilgisi verilmediği, bu nedenle de ilk yaratılan erkekle kadından birçok erkek ve kadının türetilmesinin mümkün olduğu görüşü ileri sürülür. (Kur’an Yolu, Nisa Suresi 1. Ayetin tefsiri)
Araf, 11’de “Sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: “Adem’e secde edin!” dedik.” buyrulur. Ayet, ilk yaratılıştan bahsetmektedir. Çünkü ayetin son cümlesi Hz. Adem’e secdeden bahseder. Bu ayette dikkat çeken husus, Yüce yaratıcı Allah (cc) hazretleri ‘Sizi yarattım.’ derken ‘qum’ zamirini kullanmaktadır. Arapça dilbilgisi kuralına göre seni yarattım derken, ‘qe’ zamiri, ikinizi yarattım derken ‘quma ‘ zamiri kullanılırken ve ayette Hz. Adem veya Hz. Havva annemizle birlikte, sen veya ikiniz yani ‘ qe veya quma’ kullanılması gerekirken ‘qum’ zamiri kullanılmıştır. Arapçada çoğul birden değil ikiden sonra başlar, en az üç ve fazlası için kullanılan qum: ‘Siz’ anlamına gelir. Bu kelime ‘biz insanları’ kastediyor denebilir ama hemen aynı ayetteki bir sonraki kelime yani ‘ Sizi yarattık sonra da şekil verdik’ anlamına gelen ‘Sarrafna’ kelimesi gelmekte ve o da ‘qum’ yani yine en az üç kişi için ifade edilen zamirle devam ettirilmektedir. Ayetin son bölümü ise ‘Sonra da Hz. Adem’e secde ‘ edilmesinden bahsedilmekte dolayısı ile ayetin insanlığın genelinin yaratılmasından değil, ilk yaratılıştan bahsettiği ortaya çıkmaktadır.
Bu ayetten yola çıkarak Allah’ın, en az üç olan yani ikiden (Adem ve Havva’dan) daha çok insanlar yarattığını, dolayısı ile insanlığın bir anne ve babadan değil ikiden çok yaratılan insanlardan çoğaldığı ortaya çıkmaktadır.
Yine Hucurat, 13. ayette ‘Sizi kadın ve erkekten yarattım’ denirken, ayette geçen ‘kadın ve erkek’ kelimeleri elif-lam takısı ile ‘Marife’ şeklinde geçmez yani, kelimeye ‘bilinen, meşhur olan’ (İngilizcesi ‘the’) anlamı katan ekler bu iki kelimede kullanılmaz. Yani “erkek ve kadından kasıt, herkesçe bilinen iki insan olan Hz Adem ve Havva olsa idi başlarında elif-lam takısının gelmesi gerekirdi ama elif-lam olmadan yani ‘nekra’-bilinmeyen, tanınmayan- olarak bu kelimeler geldiğine göre bu kadın ve erkek bilinen Adem ve Havva değildir.” Diye tefsir edenler bulunmakta dolayısıyla ‘Adem ve Havva’ların yaratıldığı iddia edilmektedir. Yine Ali İmran 33. ayette Hz Adem’in ‘Seçilerek’ alemlere üstün kıldığı ifade edilir. Seçim ‘çoğul içinden yapılır’ yorumu getirilir.
Ademler ve zürriyetlerini bu ayetler yerle bir ediyor. sahi kim bu bidatı ortaya attı?
Bu ayetleri iyi değerlendirmek lazım; Yeryüzündeki ölen ve yaşayan her insan teki ADEMİN zürriyetidir. Adem kelimesini bu ayetler zaten açıklıyor. Yani başkaca ademler üretmeye gerek yok. Ayette iblis ZürriyeteHU diyor ve ademe atfediyor insan neslini. Ayette ki “HU” zamiri hemen önünde ki ayette kullanılan isme yani “ADEM’E” gittiği gibi, tekildir, yani bir kişiye gider. Oda ademdir. Ademden başkaca ademlerin zürriyetleri olsa idi, bu kelimeler böyle gelmezdi.
İsrâ, 61: Hani, meleklere: “Âdem için secde edin!” demiştik; onlar da secde etmişlerdi. Ama İblis secde etmemiş, şöyle demişti: “Çamur olarak yarattığın kişiye secde mi ederim?”
İsrâ, 62: Yine dedi: “Şu benden üstün kıldığına bir baksana! Yemin olsun, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, ONUN ZÜRRİYETİNİ, (ZÜRRIYETEHU) pek azı hariç, hükmüm altına alacağım.”
***
Ayrıca bu ayettede Allah adem ve eşini bütün insanlığa ebeveyn yani ANA BABA OLARAK ATFEDİYOR.
A’râf, 27: Ey âdemoğulları! Şeytan, EBEVEYKÜM-ANA-BABANIZI, edep yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık.
***
YANİ ÖZETLEYECEK OLURSAK, Adem’den başka insanların zurriyeti olsaydın, Allah bütün insanlığa “YA BENİ ADEM” EY ADEMOĞULLARI değil, ADEM VE BERABERİNDEKİLERİN OĞULLARI SOYLARI derdi. Aynen Nuh ve gemide taşıdıklarımızın nesilleri soyları dediği gibi.
الاسراء (İsrâ), 3.. Ayet: ذُرِّيَّةَ مَنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ إِنَّهُ كَانَ عَبْداً شَكُورا
Zürriyyete men hamelna mea nuh innehu kane abden şekura.
“Ey Nûh ile beraber taşıdığımız kişilerin soyu”! Hakikat şu ki, O çok şükreden (karşılık veren) bir kuldu.
***
İBLİS “ONUN ZÜRRİYETİNİ DİYE TEKİL KONUŞMAZ, ONLARIN ZÜRRIYETLERİNİ BUYRUĞUM ALTINA ALACAĞIM” DERDİ.
İsrâ, 61: (Yine unutma ki) Bir vakit meleklere: “Âdem için secde edin” demiştik. İblis’ten başka hepsi secde ettiler. O ise: “Ben bir çamurdan yarattığın kimseye mi secde ederim?” demişti.
İsrâ, 62: (Yine İblis) dedi ki: “Şu benden üstün kıldığını gördün mü? Yemin ederim ki, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, PEK AZI HARİÇ, “O’NUN ZÜRRİYETİNİ” KENDİ BUYRUĞUM ALTINA ALACAĞIM.”
ALLAH AÇIKÇA “YA BENİ ADEM” EY ADEM OĞULLARI diye bize hitab etmez, ADEMLERİN OĞULLARI DİYE HİTAB EDER, hatta adem ve eşine EBEVEYKÜM, YANİ ANA BABANIZ DEMEZDİ. KENDİNE ŞUNU SORMALI İNSAN; ADEMİN ZÜRRİYETİ DEĞILSEN, KİMİN ZÜRRİYETİ SOYUSUN?
A’râf, 27: Ey Âdemoğulları. Şeytan, ANA BABANIZI/ Ebeveyküm, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.
CEVABEN
Allah razı olsun, güzel katkı oldu, teşekkürler
Hz. Âdem’in neslinin nasıl çoğaldığı öteden beri merak konusu olmuştur. Kur’ân ve Sünnet temelli İslamî anlayışta topraktan yaratılan Hz. Âdem ve daha sonra ona eş olarak yaratılan Havvâ ilk insanlardır.
Onların çocuklarından oluşan ilk nesil kendi aralarında evlendirilmiştir. Elimizdeki hadîs rivâyetleri ve geçmişten günümüze yapılan ayet tefsirleri de bu yöndedir. Aklen de başka bir yol görünmemektedir.
Özellikle son zamanlarda evrim fikrini benimseyen bazı Müslümanlar, ilk insan neslinin bu şekilde çoğalmış
olmasını ensest ilişki sayarak reddetmektedir. Oysaki durum onların iddia ettiği gibi -bugünkü anlamsal karşılığıyla- ensest ilişki değildir. Zira ensest ilişki, ancak aynı anne babanın çocukları olmayan diğer insanlar varsa anlamlıdır çünkü her şey ancak zıddıyla bilinebilir. Âdem ve Havvâ ve çocuklarının düşünce dünyasında ise “diğer aile”, “ikinci bir aile” diye bir kavram henüz yoktu. Ayrıca bir şeyin helal veya haram olması ancak Allah’ın emir ve takdiriyledir. Helal olan diğer bazı şeylerin de Yüce Allah tarafından zaman içinde haram kılınmış olduğu bilinmektedir.
Zaruret durumunun haramı mubah kılıcı bir etken sayılması gibi bazı hususların da bu eksende dikkate
alınması gerekmektedir. Ayrıca bazı rivâyetlerde, her batında bir kız ve bir erkek olmak üzere -özel bir yaratılışla- ikiz doğan çocukların çaprazlama şekilde evlendirildiği de nakledilmiştir. Sonuç itibariyle Âdem ve Havvâ’nın ilk iki insan olamayacağını ensest ilişki temeline indirgeyerek iddia etmenin tutarlı olmadığı görülmektedir.
Yazan : Yunus Emre GÖRDÜK