Tevbe suresi 5. ayet

1.456 kez görüntülendi

Resim bulunamadı

Tevbe suresindeki “müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayın ve onları muhasara edin (kuşatın).”  ve  “küfrün önderleri ile savaşın.” (Tevbe, 12) ayetler ile tüm müşriklerin öldürülmesi mi emredilmektedir? *

Ayetin niçin indiğini, kimlerden bahsettiğini anlam çerçevesinin ne olduğunu bilmeyen bir kişinin bu ayetlerden müşrik avına (!) çıkılması gerektiğini anlamaması için hiçbir sebep yoktur. Hâlbuki bu ayet, Resulullah ile anlaşma yapıp da bu anlaşmaya uymayan Müşrikler hakkında inmiştir. (İbnül Cevzi, Zâdü’l-Mesir, II/230) Ayette kastedilen müşrikler, ‘sözlerini bozan ve anlaşmaya uymayan’ (Ebu Suud, İrşadü’l-Akli’s-Selim, IV/43) ve “Antlaşma ile belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen saldırgan” (Esed, Kur’an Mesajı, I/346) bir topluluktur. Yoksa “İslam tarihi boyunca hiçbir halifenin böyle bir uygulamasının olmaması bir yana, şayet ayet böyle anlaşılsaydı tarihte İslam ile yönetilmiş devletlerde sokaklarda müşrik aranmış olması lazım gelirdi.” (Ömer Faruk Korkmaz, Sorun kalmasın, s. 317) “Tevbe suresinin 5. ayetinde, ilk satırda Müslümanlar ile Mekke müşriklerin arasındaki barıştan söz eder. Bu barış Mekkeli müşrikler tarafından bozulmuştur. 5. ayetle müşriklere barışı sağlamalar için 4 ay müddet verilir. Aksi takdirde bir savaş olacağı bildirilir. Yani Tevbe 5. ayet, savaş ortamında inmiş bir ayettir. 6. ayet diyor ki; “Barış isterse öldürmeyin. Onları güvenli bir yere götürün.” Rabbimizin bırakın gitsinler demiyor, güvenli bir yere kadar eşlik edilmesini istiyor.” (Zakir Naik, Gençlerin inanç sorunları, s. 106, 107)

Surenin birinci ayeti ültimatom, uyarı ile başlar. Bu uyarı yapılan kesim ise ayette “müşriklerden” sözleşme yapılanlarla, Allah ve resülü arasındadır.

Ayette geçen “min” edatı, Arapçada ‘min-i ba’ziyye’ diye isimlendirilir. Anlamı, ‘bütünden bir parça’ demektir. Mesela elma yedim denirken, aslında elmalardan bir parça, bir kısmı yenmiştir. Bu edatta bu anlamı içerir.

El-müşrikun kelimesindeki ‘el’ takısı da, Arapçada ‘marife’ görevine işaret eder. İngilizcedeki ‘the’ eki ile aynı görevi gören ‘el’ takısı, ‘belirlilik’ takısıdır. Müşriklerin tümü değil, ‘belirli olan, bilinen’ bir kısım müşrikler kastedilir. Tevbe 1. ayette zaten, ‘Müşriklerden söz aldığınız kimselere’ diye başlar. Tevbe, 12. ayette de, ‘küfrün önderleri ile savaşın’ denmektedir. Buradan da anlaşıldığı gibi elebaşları söz vermiş ve daha sonra ateşkes sözünü ihlal etmişlerdir. Tevbe, 13. ayette de, ‘Yeminlerini bozanlarla savaştan’ bahsedilir. Ayette, ateşkesi ve barışı, verdikleri söze rağmen bozanlarla savaşılması emredilmektedir. Tüm bunlar, ‘tüm müşriklerden bahsedilmediğinin’ delilleridir. Zaten tarihteki uygulamada bunun delilidir.

Tevbe 5. ayet inene kadar yaşanmışlık vardır. Ateşkes ilan edilmiş, karşı taraf sinsi bir şekilde ateşkesi ihlal ederek kanlı saldırı düzenlemiştir.  Sürekli Medine’ye saldrıan, Bedir, Uhud, Hendek gibi savaşlarla bitmek bilmeyen bir kinle yönettiği toplumu İslam’a karşı yönlendiren, Hudeybiye anlaşmasını 2. yılında savaş suçu işleyerek bozan müşriklere 4 ay süre tanınmıştır. Ya tevbe edecekler ya da bu süre içinde Mekke’yi terk edeceklerdir. Mekke’deki müşriklerin çoğu da tevbe etmiştir. (H. Kemal Gürger, Ateizmin ve deizmin sorularına karşı İddialar ve izahlar, s. 229)

Kısaca, ayette de bahsedilen kesim, müşriklerin hepsi değil kendileriyle anlaşma yapılan bir kesimdir. Bu müşriklerle anlaşma yapılmış ama kendileri bu ‘anlaşmayı bozmuştur.’ Zaten gelecekteki ayetlerde (8, 10, 12, 13. ayetler) anlaşmayı bozan müşriklerden bahseder: 4. ayet: Anlaşmayı bozmayanlarla bir sorun olmadığını ifade eder. 5. ayet: Anlaşmayı bozanların, yaptıkları suçlara göre cezalarından bahseder. 6 ve 7. ayetler: Müşriklerden ihanet edip sonra pişman olan, Müslümanlardan eman dileyen (koruma isteyen) öldürülmez, ülke sınırları dışına çıkarılır. İslam ülkesinde yaşayıp anlaşmalara uygun davrananlar -Tıpkı Müslümanlar gibi- vergi vermek şartı ile istediği gibi yaşayabilir. Cezalandırılması istenen müşriklerin özellikleri şunlardır: Tevbe, 8. ayet: anlaşmaya uymayan, sözlerini tutmayan; 10. ayet: Anlaşmaya aykırı davranan; 12. ayet:  Anlaşma olmasına rağmen İslam’ı kötüleyen ve 13. ayet: Anlaşmayı bozup ilk saldıranlardır.

İşte Tevbe suresinin ilk ayetleri bu ‘anlaşmaya uymayan müşriklere’ uyarı ile başlar ve suçlarının cezalarını bildirir.

“Zülme uğramaları sebebi ile savaşmaları için izin verildi.” (Hac, 39); “Zalimlerden başkasına karşı düşmanlık yoktur.” (Bakara, 193) İslam’da savaş izni zulme uğramamak için verilmiştir. Konu hakkında daha detaylı bilgi için, ” İslam savaş hukuku” adlı yazımıza bakılabilir.

* Konu çok gündemde tutulduğu için, kısa olmasına rağmen ayrı bir yazı ile yayınlanmıştır!

 

tevbe-5-1

Tevbe suresi 5. ayet Konusuna Ait Etiketler

Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz


Yukarı Çık